Saturday, March 26, 2016

Kişisel 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Bildirimdir: 

Biz ona "Karadağ" derdik. Bilmem kaç kuşak.  O bize "Zeynep" derdi. Hepimize. "Zeynep kKdın" veya "Zeynep Adam". Bazen de "Cemil" derdi. "Cemil oğlan". 

Sahnenin vurgu almayan yerinde durmamayı da rakı içmeyi de saksılık yapmamayı da ondan öğrendik. Öyle büyük elleri vardı ki, cebinden bi türlü çıkmak bilmezdi. Çıkarırdı çıkarırdı bitmezdi elleri. O kocaman ellerle hastane yatağının kenarına tutunup kalkacak diye bekledik. Olmadı. 

Nurhan Karadağ, akademinin kibrine hiç bulaşmamış, toprakla bağını hiç koparmamış, birileri burun kıvırdıkça hep Anadolu'ya bakmıştı. Alevi kültürü onu, o Alevi kültürünü besledi. Yıllarca anlattı, tanıttı, yaydı. Yönettiği "Kardeşlik Töreni: Samah" bin yıl oynandı. Alevi değildi ama önce Cemevi'nde sırlandı sonra namazı kılındı. Son dersini cenazesinde verdi. 

Bölüme giriş sınavımda, mezuniyet tezimde, yüksek lisans sınavımda, doktora jürimde, öğrenciliğimde, asistanlığımda, hocalığımda yanımdaydı. Ölümüne inanamayıp "saçma" diyebilmiştim sadece. Öyle yaşsız biriydi ki. Hâlâ aynı yerdeyim. Saçma. Çok saçma. Nurhan Karadağ'sız ilk 27 Mart'ta öğrencileri memleketin dört bir yanında sahneye çıkacak. Kimilerinin yönettiği kimilerinin yazdığı oyunlar oynanacak. Hepsi onu anacak. 

Nurhan Hocam, biz bu sene evimizde değiliz, sizden hemen sonra başladı inşaat, Beşiktaş gibi geçici bi yersiz yurtsuzluktayız. Az kaldı dönüyoruz ama. Bu arada Beşiktaş'la kapışıyor Fenerbahçemiz. Saksılık yapmazlarsa bu sene şampiyonuz.

Elif Çongur. Zeynep Kadın.

No comments:

Post a Comment